46
A&T BANK 2014 FAALİYET RAPORU
2014 F ALİYET RAPORU
Genel Kurul’a Sunulan Yönetim Kurulu Raporu
Değerli Hissedarlar,
A&T Bank’ın Yıllık Hissedarlar Toplantısı’nda sizleri ağırlamaktan
onur duyarız. Bu vesileyle sizlere, ekonomi ve bankacılık
alanlarındaki gelişmelerin kısa bir değerlendirmesini takiben
Banka’nın 2014 yılında göstermiş olduğu finansal ve
operasyonel performansa dair bilgiler sunacağız.
Küresel iktisadi faaliyetteki toparlanma kademeli bir şekilde
devam etmekle birlikte, gerek gelişmiş gerekse gelişmekte olan
ülkelerde büyüme hızında yavaşlama olduğu görülmektedir.
Son dönemde ABD’de yaşanan olumlu ekonomik görünüm
ile birlikte, Merkez Bankası’nın genişlemeci para politikasını
sonlandırması, 2014 yılında küresel finans piyasalarında
dalgalanmalara sebep olmuş, Türkiye’nin de aralarında
bulunduğu gelişmekte olan ülkeler bu süreçten olumsuz
etkilenmiştir. Özellikle cari açık sorunu yaşayan ülkelerdeki
sermaye çıkışları, para birimlerinin değer kaybetmesine ve faiz
artırımlarına neden olmuştur. Avro Bölgesi’nde de bankacılık
sektöründeki sorunlar, yüksek kamu borçları, yatırımların düşük
seyri ve işsizlik gibi yapısal sorunlar nedeniyle, alınan önlemlere
rağmen, yeterli büyüme sağlanamamıştır.
Küresel büyüme oranlarının düşmesi, belirgin bir şekilde
gerileyen emtia fiyatları ve tüketici harcamalarının geleceğine
ilişkin artan endişeler küresel ekonomide deflasyon riskini
artırmıştır. Endişelerin kaynağında küresel ekonominin
büyük bir kısmını kontrol altında tutan Avro Bölgesi, Çin ve
Japonya’daki ekonomik gelişmeler yer almaktadır. Avrupa’daki
ekonomik darboğaz belirtileriyle birlikte Avrupa Merkez Bankası
ekonomik yavaşlama riskine karşı bir tür parasal genişleme
programı hayata geçirmiştir. Çin 1990’dan buyana en düşük
büyüme oranını yaşarken Japonya’daki toparlanma sekteye
uğramıştır. Analistler, gelişmiş ekonomilerdeki durgunluk
riskinin endişe kaynağı olmaya devam edeceği ve bunun
gelişmekte olan ülkelerin 2015 yılı performanslarını olumsuz
yönde etkileyeceği konusunda hemfikirdir. Ayrıca, Amerikan
Merkez Bankası her ne kadar parasal genişleme programını
sona erdirmiş olsa da, politika faiz oranının ne olacağına ve ne
zaman değişeceğine yönelik belirsizlikler devam etmektedir.
Tüm bu göstergeler, hem gelişmiş ülkeler hem de gelişmekte
olan ülkeler için 2015 yılının zor bir yıl olacağına işaret
etmektedir.
Türkiye ekonomisinde ise, 2014 yılının ilk çeyreğinden sonra
ekonomik aktivite ivme kaybetmiştir. 2013 yılında sabit fiyatlarla
%4,1 oranında büyüyen Türkiye ekonomisi, 2014 yılının
ilk dokuz aylık döneminde %2,8 büyümüştür. Dış ticaret
verilerine göre 2014 yılında ihracat, 2013 yılına göre %3,9
artarak 157,7 milyar ABD doları, ithalat ise %3,7 azalarak
242,2 milyar ABD doları olarak gerçekleşmiştir. İhracatın ithalatı
karşılama oranı aynı dönemde %60,3 seviyesinden %65,1
seviyesine yükselmiştir. Dış ticaret açığındaki gerilemeye bağlı
olarak cari işlemler açığı, 2014 yılında bir önceki yıla göre %29,1
oranında azalarak 45,8 milyar ABD dolarına gerilemiştir. Yıl
içerisinde %9,66 seviyesine çıkan Tüketici Fiyat Endeksi’ndeki
yıllık artış, son çeyrekle birlikte düşme eğilimine girmiş ve
%8,17 seviyesine gerilemiştir.
Bankacılık sektörüne ilişkin göstergeler aşağıdaki gibi
gerçekleşmiştir.
• 2014 yılında sektörün aktif toplamı 2013 yılsonuna göre
261,8 milyar TL (%15,1) artış göstererek 1.994,2 milyar TL’ye
ulaşmıştır. En büyük plasman kalemleri olan krediler ve
menkul değerler sırasıyla, 1.240,7 milyar TL ve
302,3 milyar TL bakiyeye sahiptir. 2013 yılsonuna göre
sektör tarafından kullandırılan kredilerin hacmi %18,5
artarken, menkul değerlerdeki artış oranı %5,4’tür. Takipteki
alacaklar (brüt) / toplam nakdi krediler oranı ise%2,8 olarak
gerçekleşmiştir.
• Bankaların temel fonlama kaynağı olan mevduat toplamı 2013
yılsonuna göre %11,3 oranında artarak 1.052,7 milyar TL
seviyesine ulaşırken; özkaynak toplamı %19,8 oranında artış
göstererek 232,1 milyar TL’ye ulaşmıştır.
• Bankacılık sektörünün 2014 yılındaki net dönem kârı bir
önceki yıl olduğu gibi 24,7 milyar TL olmuştur. Aynı dönemde
özkaynak kârlılığı ise %14,2’den %12,2’ye gerilemiştir.
• 2013 sonunda %15,3 seviyesinde olan sermaye
yeterliliği standart oranı 2014 sonunda %16,3 düzeyinde
gerçekleşmiştir.